Tarih… 22 Mayıs 2010 Sarayburnu’ndan Gazze’ye uğurlanan “Sessiz Gemi” Mavi Marmara! Siyonistlerin, zalimlerin, firavunların zulmüne inat… Karanlığı yırtarak, rotasını şehâdete odaklamış bir gemi! Türkiye’deki kardeşlerinin Filistin’e uzanan eli… Tarih… 31 Mayıs 2010 Siyonistler yine işbaşında… Gece karanlığını bekleyen sırtlanlar, gemiye pusuda! Kırmak için uzanan yardım elini… Dokuz can şehâdete yürüyecek, onlarca yaralı… Siyonistlerin kara lekelerine eklenecek. Gün gelecek, devran dönecek… ... Devamını Oku »
KİTAPLARIMIZ
AŞKIN KIRK YOLU
Aşkın özüdür bahsi geçen… Harflerin bulunuşundan de öteye insanın en kuytusunadır yolculuk. Kendimize geliyoruz kırk adımla kırk gurbetten; vuslata çevirdik bakışları. Pusulaların işaretleyemediği bir menziledir özlem… İstikameti ancak arayanın bulduğu yollar izindeyiz. Maddeye yakışmadı atfettiğimiz manalar. Topladık dağıttıklarımızı; eksik gedik, ziyan, tadilat… Manayı vatanına döndürüyoruz. Bizden içeri olan bize, açılacak kapılar arıyoruz… * * * Belki kimsenin aşk(l)a ettiği kelam ... Devamını Oku »
KIRK HİKAYE BİR EFSANE
Tarihe sığmayan bunca âşık, düşmüşse bir şehr-i mâşuk için sevda yollarına… Özlerken hem bu kadar yürek ve yüreklerin burnunda tüterken hasret… Ezanlar çınlarken yedi tepende tebessümle… Koynunda uyurken kimsesizler… Hem zalim hem mazlum sende büyüyüp yağmurunda ıslanırken… Işıklarında sirenler telaşlı koşup, denizinde martılar çığlık çığlık coşarken… Mahzun bekleyişler Ayasofya’nda kıyama durmuşken… Surların sessiz, sarayların ıssız bir duruşla tefekkürre dalmışken… Sen ... Devamını Oku »
40 İKLİM 1 CENNET RAMAZAN
Ramazan dendi adına en yüce kelam içinde. O kelam ile yüceldi, sırrı oydu çünkü. Oruç tutun buyruldu, bu aya erişen herkese. Oruçla temizlenin, temizleyin günahları, yakın her ne varsa şeytana dair ve işte böylece yanaşın “Sözlerin Sultanı”na. Ramazan Kuran’ın kendisinde indirildiği ay olmasıyla değerini bulmuştu zaten. Biz kullara düşen onun değerini muhafaza edebilmekti. Bunun için tertemiz olmak lazımdı. O yüzden “Oruç ... Devamını Oku »
2 USTA 40 ÇIRAK
Harflerin de davaları var. Davalara adanmış harfler var. Harflerin hâlleri, hâllerin harfleri var. Mürekkebe vurgun yürekler, mürekkeple sürgün kürekler, küreklerin yürüttüğü sandallar yüzsün diye, kim bilir hangi denizin bilmem kaçıncı damlasını taşıyan karıncalar var. Kadim milletlerin, kadim davaları olunca mevzuu… Bir Mehmet Akif var, bir Necip Fazıl var tarihe not düşülen. 2 derûn okyanusun, ayna misali 40 damlada aksiyle… Bugüne ... Devamını Oku »
1 PERDE 40 GÖLGE
28 Şubat… Tadı olsa sözlerin, dilde en acı tadı bırakacak kelime… 28 Şubat… Mimarları tarafından bin yıl süreceği iddia edilen “Postmodern Darbe”! O gün sözde “aydınlık” için kalem oynatanlar, attıkları manşetlerle hayatları kararttılar… 28 Şubat… O gün mazlum olanlar bugün iktidar oldu! Ve toplum… Mazlumu unutmadı, zalimi lanetledi. O gün mahallemizdeki dönekler, iş birlikçiler; bugün mağdur ettikleri karşısında, kendilerinin mağdur ... Devamını Oku »
ÜMMETİN KIRK YETİMİ
Yetim bir Rasul’ün yetim bir ümmetiyiz biz. Onun ahlakı ile ahlaklandık; çünkü onu Rabb’i terbiye etti. “Beni Rabb’im edeplendirdi, ne de güzel edeplendirdi.” diyerek yetimlerin velayetini Allah-u Zülcelal Hazretleri’nin üzerine aldığını bildirdi bize. Biz de yetim bir ümmet olduk onun için. Rabb’im bizi de terbiye et; zira biz de yetimiz, diyebilmek için. Nerede bir yetim görsek, onun elinden tutan Rabb’imizi ... Devamını Oku »
BİR DARBE 40 RABİA
40 ayrı kalem, 40 ayrı üslup, 40 ayrı bakış, algı, dünya… Ve ortak, büyük, açık bir yara. Huzurunu seneler evvel kedere kaptırmış coğrafyaları görmezden gelemeyen 40 duyarlı yürek daha… Bu sefer zulmün Mısır adresindeyiz. Yaralı bir coğrafyanın ağır kanamalı diğer yarası Mısır… Direnmenin, boyun eğmemenin asıl manası, görünür hâli Mısır… “Hakk”sızlığa doğrultulmuş sapanın taşı Mısır… Hakkı çiğnetmemek adına atılan çığlık ... Devamını Oku »
KARA DÜŞEN KIRK ATEŞ
Sarıkamış… Acının tarifi yok derler… Kalem ne yazsın?.. Hayatının baharında nice yiğitler, açmadan solan on binlerce fidan… Ateş düştüğü yeri yakıyor… Kar nasıl da daha çok yakıyor; yaşamayan bilemez, yaşamayan anlayamaz… Bu acıyı bilen anlar, anlayan bilir… Ne umutlar, ne hayaller, ne sevdalar, ne hasretler dondu Sarıkamış’ta… Analar, kardeşler, sevdalılar, çocuklar; geride kalan yüzlerce öksüz, yetim, kalakalmış yürekler… Ne uğruna, ... Devamını Oku »
MİRACIN KIRK YOLCUSU
Dünyadan ve dünyalıklardan sıyrılma vakti… Yüce Yaratıcı’nın içtiması. Bu içtimada yok sayılmak, hiç sayılmanın başlangıcı. Namaz, aslında asıldır. Bir kulun kul olduğunun en bariz göstergesi. Küfrün alâmeti inkârsa, imanın alâmeti namazdır. Her şey namazla başladı aslında. Âdemi, yani insanı yaratan Allah secdeyi emretti kuluna; kendi büyüklüğünü ikrar için. Emre itaat eden yüceldi, isyan eden rahmetten azat edildi. Çünkü secde namazın ... Devamını Oku »